Kayahan Uygur


Yayın Tarihi:

18 Ocak 2017 Çarşamba 01:00:00

FETÖ’nün medyası olsa başka ne yazardı ki?

17-25 Aralık 2013’ten sonra gözler açıldı ve FETÖ’ye karşı bir dizi önlemler alınmaya başlandı. Fakat bu önlemler yavaş, yetersiz ve kimi zaman da çelişkiliydi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, FETÖ’ye karşı çoğu zaman tek başına mücadele vermek zorunda kaldı. Yine de bir ana akım başlamıştı, toplumda giderek daha çok sayıda odak, çevre, insan FETÖ karşıtı mücadeleye katılıyordu. 

2014-2015 yıllarında bir ilginç gelişme daha yaşandı. Son 30 yıllık dönem içinde FETÖ yayın organlarında başyazarlık, yazarlık, sözcülük yapmış olan bazıları ceket değiştirip soluğu AK Parti medyasında aldılar. Orada sözde destekler geçindikleri AK Parti’yi kendi adıyla anmaya bile tenezzül etmeyerek “AKP” olarak adlandırdıkları yazılarında FETÖ ile beraberlerken ne savundularsa, aynısını tekrar ettiler. ABD yandaşlığı, faiz ekonomisi destekçiliği, PKK ve FETÖ militanlığı, Batı hayranlığı, seçkincilik ve yoksul düşmanlığı. Yani AK Parti’nin olanaklarıyla kullandıkları kalemlerini AK Parti’ye doğrulttular. 

Bu dönemde onların güvendikleri bazı iş çevreleri vardı elbet ama daha da önemlisi aslında 15 Temmuz’da darbe olacağını biliyor ve ona güveniyorlardı. Hayalleri boşa çıktı ama darbeden sonra da boş durmadılar. Batı’nın yardımlarına koşacağı umuduyla ölümüne saldırıyorlardı. FETÖ’den, PKK’dan,  en azılı Türkiye muhaliflerinden daha saldırgan olan bu elemanların son dönemde çeşitli tarihlerde değişik gazetelerde savundukları fikirlerden özet olarak bir derleme yaptım. Bakın işte kısaca şunları söylüyorlar: 

“Akapelilerin” AK Parti düşmanlıkları 

“Başkanlık sistemi meclise ihanettir, 15 Temmuz’da Meclis’i bombalamaktan farksızdır”. 

“15 Temmuz’u ABD yapmamıştır, sakın öyle söylemeyelim, uluslararası toplumla ilişkilerimiz bozulur”. 

“DEAŞ’ı ABD kurdu demek çılgınlıktır, böyle diyenler Ergenekon’dur, Avrasyacı’dır, Erdoğan’ın çevresindekiler onu yanlış yönlendiriyorlar.” 

“Çözüm sürecinin yeniden başlaması şarttır, bugün verilen mücadele sadece güvenlik odaklıdır, bununla başarı kazanılamaz, PKK ile görüşülmeli, yeniden masaya oturmanın koşulları araştırılmalıdır”. 

“Suriye’de DEAŞ’a karşı mücadelede PYD’ye çok şeyler borçluyuz, PYD konusunda inat etmemeliyiz, onunla anlaşmalıyız”. 

“PYD karşı olan inatçı tutum yüzünden ABD ile aramızı bozuyoruz, bu da Türkiye’yi Rusya’nın yanına sürüklüyor, bu yanlıştır, ABD ile müttefikiz, geleceğimiz Batı’dadır”. 

“Türkiye, Batı dünyasının bir parçasıdır, biz demokratik bir ülke olarak demokratik ABD ile beraber olmalıyız, anti demokratik Asya ile birlik olamayız”. 

“FETÖ soruşturmalarında çok aşırı gidiliyor, mağduriyet yaratılıyor, bu haksızlıktır, insanlara baskı yapmaktır”. 

“Darbeye karışanlara da çok hukuksuz muameleler yapılıyor, darbeye karışmamış olanlar hiç tutuklanmasın, bir cemaate katılmak tutuklanmak için yeterli neden olamaz.” 

“Bylock sistemi kullanmak FETÖ üyesi olmak değildir, herkes telefonuna bu sistemi yerleştirebilir. Şifreyi ise belki arkadaşından öylesine almıştır”. 

“Asya Bank’a yüklü para yatırmak delil sayılmaz, belki de bankaya yardım kampanyası için değil ekonomik nedenlerle yatırmıştır, memur olsa bile aileden kalma parası olabilir”. 

“Faizler düşsün demek pespayeliktir, aksine faizler yükselmelidir ki ülkemize yabancılar para getirsin, ekonomi bilimi böyle söylüyor, buna karşı çıkmak düzeysizliktir”. 

“Türkiye’ye operasyon çekilmiyor, tam tersine Türkiye’de ekonomik sorunlar yönetim hatalarından kaynaklanıyor”. 

“Liderler etrafında yaşanan kümeleşmelerin ve yüceltme dilinin ikiyüzlülüğünü herkes görmekte… Bildiğimiz çıkarcılık ve saray entrikacılığı var”. 

“Toplumda Erdoğan’ı onaylayanlar yüzde 46, yani AKP’den az. MHP’lilerin yüzde 70’i Erdoğan’ı onaylamıyor.” 

“Erdoğan’ın ekonomideki inadı yüzünden Türk Lirası dolar karşısında değer kaybediyor, işler daha da bozulursa, referandumdan ‘Hayır’ çıkacak”. 

“Terörün ardında ‘üst akıl” yok, PKK, FETÖ ya da IŞİD hepsini üst akıl ile açıklamak demokratlık değildir”. 

“Rus Büyükelçiyi öldüren FETÖ’cü olabilir ama cinayeti FETÖ yaptırmamıştır. Suriye görüşmeleri öncesinde Türkiye’ye karşı elini güçlendirmek isteyen Rusya yapmıştır”. 

“Suriye politikamız çok doğruydu ama Erdoğan’ın çelişkili ve iddialı konuşmaları bu politikaya zarar verdi. Türkiye’nin haklılığını ortadan kaldırdı”. 

“Suriye konusunda görüşmeler yapılan Astana’da ABD de olmalıydı. PYD konusunda yanlış ısrar olmasaydı ABD ile iyi olacak ve Astana’da Rusya’ya karşı ABD kartı oynayacaktık”. 

“Obama çok iyiydi, Trump post-modernlere karşı çağdışı bir cevaptır, Clinton’u destelemeliyiz”. 

FETÖ’nün yeni sürümü 

Ne dersiniz, bu görüşlerin FETÖ’cülükten bir farkı var mı? Hapiste olan Zaman yazarları serbest kalsalar ve yeniden bir gazeteleri olsa bundan farklı bir şey mi söyleyecekler? Hayır, yazdıklarında bir tek “hocaefendi” sözcüğü eksik, onu da başka türlü ifade ediyorlar. Kişisel kanım şudur, dürüstçe ifade edilmiş her türlü fikri takip etmek, duymak isterim ama kendini bir yerde gösterip başka tür konuşmaya, operasyona, kumpas ve tezgâha benim de tahammülüm kalmadı, sanırım milletin de.