Yayın Tarihi:
19 Şubat 2017 Pazar 00:00:00
İslamofobi yapmayın diye yalvarmak
Almanya’daki “Merkel rejimi” Türk imamların evlerini basıp, polis terörü uygulamaya başlayınca bu tutum “İslamofobi” olarak eleştirildi. Aslında söz konusu olan fobi yani korku falan değil resmen Türkiye düşmanlığıydı. ABD’nin “Global Young Leader” olarak yetiştirip Almanya’da parlattığı Cem Özdemir’in FETÖ ile beraber yaptığı şikâyet sonucu gerçekleşmişti bu operasyon. Merkel rejimi, FETÖ’cü çakma İslam anlayışını Almanya’daki Müslümanlara dayatmak için bu zulmü yapmaktaydı.
İslamofobi nedir?
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’yle yapılmış anlaşmalara göre Almanya’da bulunan imamlara yapılmış saldırıya devlet olarak cevap vermek gerekirken, bu konuyu sadece Alman Hükümeti’nin bir İslamofobi uygulaması olarak görmek ve göstermek vahim bir hataydı.
İslamofobi tam sözlük anlamıyla, İslamiyet’ten korkmak, çekinmek demektir ama sıklıkla “İslam düşmanı” söz ve eylemler için kullanılır. Avrupa kökenli bir deyimdir, ilk olarak 1910 yılında Batı Afrika’daki Fransız sömürgecileri tarafından ortaya atılmış, Fransız medyasında zaman zaman kullanılmışsa de asıl tanınması 1990’lı yıllardadır.
Ne önerir?
Bir İngiliz sivil toplum kuruluşu tarafından yaygınlaştırılan İslamofobi küreselci akımın kavramlaştırdığı bir sözcüktür. Amaç küreselleşen Batı egemenlerine “İslam’dan korkup, çekinmemelerini” tavsiye etmektir. Runnymede Trust adlı STK’nın “İslamofobi” adlı broşüründe yöneticilere getirdiği öneri ve uyarılara bir bakalım:
1. İslam Dünyası’ndan Batı’ya gelen eleştirileri bir blok halinde reddetmeyin.
2. İslamiyet’i bir ideoloji olarak görmeyin, İslam başkadır, İslamcılık başka.
3. İslam’ı Batı’dan aşağı, barbar, akıldışı ve cinsiyetçi olarak değerlendirmeyin.
4. İslam’ı şiddet yanlısı, terörist ve “medeniyetler çatışması içinde” var saymayın.
5. İslam’ı diğer kültürlerden çok ayrı, diğerlerinden etkilenmemiş ve onları etkilememiş bir kültür olarak düşünmeyin.
6. İslam’a tek parçalı, durağan ve değişime cevap veremeyecek bir blok olarak bakmayın.
7. İslam düşmanlığını doğal ve normal görmeyin.
8. İslam düşmanlığının toplumda Müslümanlara karşı ayrımcılık için kullanılacağını ve sosyal problemler yaratacağını unutmayın.
Algı oluşturma çabası
Bu göze güzel görünen sekiz maddede ustaca gizlenmiş algı oluşturma çabalarını aşağıda ele alacağız. Dünyada iyi ile kötü arasındaki mücadele bitmeyeceği gibi İslam dünyasının “Haçlı saldırısı” dediği emperyalizmin de bir gün kendiliğinden “imana gelip” melanetlerine son vereceğini beklemek ham hayaldir. Bu bakımdan ilk bakışta iyi niyetli dilekler olan bu yaklaşım bence bütünleşmeci, asimilasyoncu hatta inkâr ve imha amaçlı bir stratejinin parçasıdır.
Bir kere İslamofobi ideolojisi sömürgeciliğin, emperyalizmin ve bunların güncellenmişi olan küreselciliğin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Dünyada küresel kurulu düzen yıkılmadıkça İslamofobi’nin ortadan kalkması da mümkün değildir. Ayrıca yukardaki saptamalar da baştan aşağı yanlış, eksik ya da kasıtlıdır.
Dünya tek tip değildir
İslam bir ideoloji olmasa bile elbette ki Batı’da var olan yaklaşımlardan tam anlamıyla farklı bir bakıştır, bunu inkâr etmek doğru değildir. İslam, Batı küreselciliğini yanlış yolda, barbar, akıldışı ve kadınları nesneleştirici olarak görür. Batı’daki sistem ise açıkça şiddet yanlısı, saldırgan ve teröristtir. Müslümanların son 40 yılda Batı işgal ve bombardımanlarında verdiği milyonlarca kayıp, yakılıp yıkılmış kentler ve haritadan silinmiş ülkeler bunun kanıtıdır. Batı’nın küreselleşmeci kesiminin Bush, Merkel ve Obama gibi yönetimlerin bir “medeniyetler çatışması içinde” oldukları açıktır.
İslam uygarlığı ve diğerleri arasında karşılıklı etkileşimler olsa da bu İslam’ın özgünlüğünü ortadan kaldırmaz, ayrıca İslam tektir, parçalı olamaz ve tabii ki öz olarak zaman ile mekânın ötesindedir, insanlığı ortadan kaldıracak bir kapitalist değişime alet edilemez. Bunu gayet iyi bilen Batılı küreselcilerin de doğal ve normal olarak İslam düşmanı olmaları beklenebilir bir şeydir.
Sizin dininiz size
Burada önemli olan Müslümanların bu gerçekleri bilmeleridir, özlenen huzurlu dünyaya Batılara yalvararak, “Aman İslamofobi yapmayın” diyerek ulaşmak mümkün değildir. Ülke olarak amacımız güçlü bir Türkiye yaratmak ve Batılı ülkelerle zorlama olmaksızın eşit ilişkiler kurarak dostça ilişkiler sürdürmektir.
Bazı küreselci aydınların ki bunların arasında Müslümanların sayısı oldukça fazladır, Batı egemenliğindeki bir dünya projesine katıldıklarını görüyoruz. Müslümanları sanki ABD’de yaşayan İslam azınlığı gibi görüyorlar ve kendilerine iyi muamele edilmesi için adeta gözyaşları içinde dilenciliğe oturuyorlar. Bir kere bu durum son derece çirkin olduğu kadar mantıksızdır da. George W. Bush’tan “Bushluğunu” yapmak dışında ne bekleyebilirsiniz? Bu yalvarışlar ve mağduriyet oyunlarının Müslüman halkı pasifleştirmek ve boş beklentilere itmek dışında yararı nedir? Sömürgeciliğin 3 asırdır mazlum halklara yönelik olarak izlediği “alıştırılmış aciziyet” taktiği işte tam da budur.
Önce onur
Özetlersek, bir Batı ülkesinde, o ülkenin vatandaşı bir aydın ya da medya mensubu ülkesindeki yönetimden Müslümanlara karşı daha ılımlı bir davranış talep ederken “İslamofobi” eleştirisi yaparsa, bu bir iyi niyet belirtisi ve olumlu, demokrat bir tavırdır tabii. Ancak zaten zulmün hedefinde olan Müslümanların egemenlerden “İslamofobi yapmamalarını” talep etmeleri onurlu bir davranış değildir. Tabii bunu anlamak için dinler arası diyalogcu, FETÖ’cü bir dünya tasavvurundan vazgeçmek de şarttır.