Hızlı gelişmeler dönemi

İçinden geçmekte olduğumuz süreç, bölgesel ve küresel gelişmelerin baş döndürücü hızda olacağının tüm işaretlerini vermektedir. Türkiye’nin bu hızlı gelişmelere adapte olma düzeyi şu anda hayli iyi, bölge ülkelerinin arka planları göz önüne alınınca da tüm ülkelerde ciddi siyasal, sosyal ve teo-kültürel hareketlenmeler ve dış politik müdahaleler yoğunlaşarak devam edecek bir tablo arz etmektedir. 

Dünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi ABD’nin Avrasya’dan çekilme olasılığını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. ABD’nin Avrasya ve İslami Asya’dan askeri olarak çekilmesinin sonuçları küresel konuşlanmasına daha iyi hizmet edecekse, ABD’nin bölgesel çekilmeler stratejisi uygulaması da rasyonel bir üst strateji olur. 

ABD, AB ve Rusya arasındaki siyasal ilişkiler trafiği göz önüne alınır ve Türkiye’nin son dönemde uyguladığı yoğun diplomasi ve istihbarat trafiği de analiz edilirse ABD’nin beklenmeyeni yapma eğilimi güçlenerek devam edecektir. Çünkü ABD’nin küresel dağılım ağını devam ettirmesini gerektirecek zaruretlerini teknolojik ve bilişim teknolojileri platformları ile kapatma oranı her geçen gün artmaktadır. 

ABD’nin Uzay Kuvvetleri Komutanlığı kurması da yıldız savaşları konseptini uygulama düzeyine geldiğini göstermektedir. Daha düşük maliyetle, daha düşük yoğunluklu askeri yayılım ile ve daha az askeri personel ile küresel hegemonyasını gerçekleştirebilecek ve sürdürebilecek bir uzay teknolojileri düzeyi söz konusudur. Bu durumda kara hâkimiyet teorilerinden uzay hâkimiyeti teorilerine bir geçiş sürecindedir süper güçler.  

ABD’nin Uzay Kuvvetleri Komutanlığı ve Putin'in “elimizde eşsiz silahlar var” açıklamaları, Çin’in uzaya yönelik projeleri, kara hâkimiyeti stratejilerinin yoğunluğunun azalacağını ortaya koymaktadır. Bu durumda ikincil süper güçler için kara hâkimiyeti süreçlerinin önü açılacak ve bu alanda bir askeri ve siyasi rekabet yaşanacaktır. Bunun da tüm göstergeleri belirmektedir. 

ABD’nin Uzay Kuvvetleri Komutanlığı’nın altı dolu ise -ki dolu olduğu Putin ve Çin’in tavrından anlaşılıyor- ABD’nin Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştirici etkisi şimdi küresel boyutta yaşanacak demektir. ABD’nin bir askeri ve teknolojik devrim yaparak karadan uzaklaşarak uzaydan küresel hegemonyasını tesis edecek tüm hazırlıklarını yaptığını kabul etmek gerekecektir. Nitekim ABD ve Putin arasındaki beyanatlar incelenince korelasyon rahat görülecektir. 

Küresel bir uzay rekabeti şimdiden başlamıştır. Bu yeni sürece Türkiye de hazırdır, yasal altyapısını tesis etmiştir. Uzay bazlı hâkimiyet stratejilerini tartışma ve bunları gündeme getirme çabaları önümüzdeki süreçte ivme kazanacaktır. Uzay stratejileri sürecinde ulusal ve uluslararası siyaset, ekonomi, ticaret, finans, kültür ve medya gibi sayısız alanda geometrik sıçrayışlar herkesi şoke edecektir. Yeniçağ, uzay bazlı bilişim platformları çağı olarak nitelendirilebilir.