Üniversitelerimizin dikkatine!..

Çağımız, bilim çağı… Bilim, güç demektir!.. 

Çok değil, 20-30 yıl sonra dünyamız kalın bir çizgiyle ikiye ayrılacaktır: 

-Bilenler 

-Bilmeyenler… 

Bilenler efendi, bilmeyenler sömürge olacaklardır. 

Bilenlerin safında yer almanın tek şartı, bilim üretmektir!.. 

Bilim üretim alanları da tarlalar değil, üniversitelerdir!.. 

Kısaca, ülkemizi bilim çağı dediğimiz bu süreçte bilenlerin katına taşıyacak lokomotifimiz üniversitelerimizdir!... 

Bilim ve kalkınma derken, sadece fen, mühendislik ve sağlık bilimlerindeki branşlar akla gelmesin!. 

Sosyal bilimler de bir ülkenin kalkınması için olmazsa olmaz bilim dallarıdır… 

Örneğin 2 gün önce Rum kökenli Alman Bild Gazetesi’nin Yunanistan muhabiri Liana Spyropoulou, Türkiye’deki mülteci kamplarıyla ilgili bir araştırma haberi kaleme aldı!.. 

Bu haber/yazıda Türkiye’yi ve mülteci kamplarını kendi ülkesindeki mülteci kamplarıyla mukayese etti: Türkiye’yi ve kamplarımızı yere göğe sığdıramazken, Yunanistan’dakileri yerin dibine batırdı… 

Altınözü ve Kilis kamplarını adeta bir tatil kampı gibi tasvir ederken, kendi ülkesindeki adı kamp olan mezbelelikler üzerinden kendi hükümetini de ağır cümlelerle eleştirdi. 

Bir ülkenin itibarı ve dünya kamuoyundaki karşılığı bu tür insanî anlayışlarla değerlendirilir. 

20 sene sonra bu günlerin tarihi yazılırken emperyalist ülkelerin tutum ve davranışlarıyla, bizim duruşumuz mukayese edilirken, hangi verilerle geleceğin tarihçileri bunları yazacaklar?.. 

Özellikle başta bölge üniversitelerinin sosyoloji bölümlerinin, acaba birisinin bile olsa, bu alanda bir doktora çalışması yaptırmak, akıllarına geldi mi? Elbette bu konu, sadece bölge üniversitelerini değil, bütün üniversitelerimizi ilgilendirir… Çünkü Suriyeli göçmenler 81 ilimizde varlar!.. Her şehirdeki üniversitelerimiz, sadece kendi şehrindeki göçmenler üzerinde bir tez yaptırsa, 200 tez eder ki, bu bilimsel veri ileriki yıllarda dünya kamuoyunda ülkemizi son derece itibarlı bir noktaya taşır!.. 

Benden hatırlatması!