Yeşilçam'ın güzeli Fatma Belgen pazarda bere satıyor
İzmir’in Gaziemir ilçesinde yaşayan ünlü sinema sanatçısı Fatma Belgen, sokak hayvanlarına daha fazla destek olmak için elleriyle ördüğü bereleri pazarda satıyor. Belgen, "Ben bu bereleri geçinmek için de satabilirdim. Ayıp değil. Neden ayıplıyorlar onu da anlamıyorum. Lütfen sanatçıya acımayın" dedi
3.10.2019 12:41:00
Yayın Tarihi3.10.2019 15:09:00
Güncelleme Tarihiİzmir’in Gaziemir ilçesinde yaşayan ünlü sinema sanatçısı Fatma Belgen, sokak hayvanlarına daha fazla destek olmak için elleriyle ördüğü bereleri pazarda satıyor. Belgen, "Ben bu bereleri geçinmek için de satabilirdim. Ayıp değil. Neden ayıplıyorlar onu da anlamıyorum. Lütfen sanatçıya acımayın" dedi
Örgü örmeyi çocukluktan beri çok seviyorum. Annem öğretmişti. Setten geldiğimde annemin dizinin dibine oturur örgü örerdim. Birkaç yıl önce bereleri örmeye başladım. Burada sokak canlılarına bakıyorum. Kendime yetecek durumdayım ama sokak canlılarını besleyebilmek için bu bereleri pazarda satmaya başladım” diye konuştu.
"LÜTFEN SANATÇIYA ACIMAYIN" Gaziemir’deki vatandaşların kendisini çok sevdiğini ve yaptığı işi takdir ettiğini söyleyen Belgen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bu bereleri geçinmek için de satabilirdim. Ayıp değil. Neden ayıplıyorlar onu da anlamıyorum. Bana neden ayıp olsun ki?
Bir padişah, sadrazama nefsinden şikayetçi olmuş. Sadrazam da ‘sokakta kuru et satar mısın?’ demiş. Padişah sokakta kuru et satınca insanlar ‘padişaha bak, sokağa düşmüş’ demiş. Ben nefsimi yenmek istiyorum, şöhretimi değil. İnsanlar sokakta ne yaşıyor, ne yapıyor, bunları anlamak adına da sokağa çıktım. Ben çocukluğumdan beri emekçiyim.
Ama film çekerek, ama bere örerek, ama yük taşıyarak. Şükürler olsun, istediğim ve sevdiğim bir mesleği yıllarca yaptım ama lütfen sanatçıya acımayın. Burada ajitasyon yapmıyorum. Bazen sokakta fotoğrafımı çekip ‘yazık sokakta bere satıyor’ diye paylaşıyorlar, diğeri de ‘paraları ne yapmış?’ diyor.”
"ONLAR BİZE EMANET" Sokak hayvanlarının insanlara emanet olduğunu söyleyen Belgen, “Onları Allah yarattı ve onlar bize emanet. Bu dünya bizim değil ki. Biz dünya üzerinde yaratılan canlılarız. Sokak hayvanlarına işkenceleri duyuyoruz. Sebep ne anlamıyorum. Hükmünüz onlara mı geçiyor? Sevgi, merhamet, empati ve hoşgörü çok önemli. Ben hayatım boyunca her şeyimi paylaştım. Sevgimi, ekmeğimi paylaştım. Hala yaşıyorum, bir şeye muhtaç değilim. Paylaştıkça çoğalır. Tatlı dilli ol, güler yüz göster, bir ağaç dik, bir kedi sev, bir köpek besle. Bu kadar zor mu?” ifadelerini kullandı.
“GÖÇÜP GİDİNCE EN AZINDAN 'BU HATUN KİŞİ BÖYLE BİR MİSYON BIRAKTI' DESİNLER" Çocukları olmadığını, bir gün dünyadan göçüp gideceğini dile getiren ünlü oyuncu, şunları söyledi: “Ben göçüp geçeceğim. Çoluğum çocuğum, torunum yok ama kalan bütün çocuklar, torunlar bizim. Ben burada anlattıklarımın bana faydası yok ama göçüp giderken birileri belki ‘ben de o yolu tutayım’ der.
Bir sanatçı olarak Allah bana topluma konuşmayı nasip etmiş. Bir denize damla bırakabilirsem ne mutlu bana. İkinci yolun yarısını geçtim, gidiyorum. Ne kadar kaldı bilmiyorum. İlla ki bir gün gideceğiz ama bomboş gidip de arkamdan hiçbir şey konuşmamalarını değil de, en azından bunların konuşulmasını isterim. Ben ölünce bu sözlerimi yayınlasınlar isterim. Arkamdan kimse sakın ağlamasın. Sevdiklerim zaten gitti. ‘Bir yıldız daha kaydı’ yazıyorlar. Yıldızlar kaymak için gökyüzünde zaten. Yaşıyorum, inşallah daha da yaşayacağım ama göçüp gidince en azından ‘bu hatun kişi böyle bir misyon bıraktı’ desinler.”
“HANLARIM HAMAMLARIM OLSUN İSTEMEDİM" Belgen, ‘Hayat Sevince Güzel’ filmi ile başlayan sinema hayatı hakkında ise şunları söyledi:
“Oynadığım filmler 4 yıl devam etti. Daha sonra sinema boyut değiştirdi, biz işsiz kaldık. O zamanlar 25 yaşındaydım. Ben o zaman evdeki bütün eşyaları sattım. Sonra Sevda Ferdağ, çoğu sinema oyuncusunun sahneye şarkı söylemeye çıktığını söyledi.
Gazinolar o dönem dolup taşıyordu. Daha sonra turnelere de çıktım. Sinemacıya ‘parayı ne yaptın?’ diye soruyorlar. Ben parayı ne yapacağım? Kazandım, yatırımımı yaptım, çok şükür yaşantımı idare edecek param da var ama hanlarım hamamlarım olsun istemedim ki. İsteseydim onlar da olurdu. Bazı birikimlerimi de ailemin hastalıkları nedeniyle gitti. Helali hoş olsun, onlar toprak oldu. Kalan bana yeter.”