Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Gazze'de soykırım yapanları destekleyen küresel çeteyle, LGBT'yi destekleyen küresel çete aynı
Yayın Tarihi: 16 Eylül 2024 Pazartesi 13:08:00
Güncelleme Tarihi: 16 Eylül 2024 Pazartesi 13:08:00
24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'ye konuk alan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Gazze'de soykırım yapanları destekleyen küresel çeteyle, LGBT'yi destekleyen küresel çete aynı." dedi.
24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtlayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Gazze'de soykırım yapanları destekleyen küresel çeteyle, LGBT'yi destekleyen küresel çete aynı.'' dedi.
"Gazze'de soykırım yapanları destekleyen küresel çeteyle, LGBT'yi destekleyen küresel çete aynı"
2019'da Oxford, Harvard, Toronto ve Avustralya'dan bir üniversite 477 bin kişi üzerinde bir genetik çalışma yaptı. Tarihte bilinen en büyük genetik çalışmadır. Üçüncü cinsiyet var mı diye araştırıldı. Çünkü çok büyük bir küresel sermaye bunu destekliyor. Gazze'de ki soykırımı yapan destekleyen küresel çetelerle LGBTQ'yu destekleyen çeteler aynı. Çok önemli bir şey bu. Bilim bizim rehberimiz. Bizim bilimsel sağlamlıkla gitmemiz gerekiyor. Gördük ki o çalışma 2019'da Nature dergisinde yayınlandı. Bu çalışmada bazı olumsuz sonuçlar gözükmeye başladıktan sonra İngiltere bütün cinsiyet değiştirme merkezlerini kapatıyor. Bununla ilgili İngiltere tecrübesi bir kitap haline geldi.
"Batı'nın ürettiği cinsiyet politikalarını destekleyen kişilerin çoğunda çocukluk çağı travması var"
Muhafazakar denilen kişilerin bile beyni yıkanmış durumda. Hatta ben onlara yeşil feminist diyorum. Bir toplantıda bana karşı çıktılar. Araştırdım kişileri ve çocukluk çağı erkek zulmü görmüş kişiler çıktılar. Gördükleri baba, abi zulmüne karşı tepki olarak bunu destekliyorlar. Bunu delice ve ölçüsüzce savunan kişilerin arka planında kadına yönelik şiddet adı altında cinsiyetsizliği, batının ürettiği cinsiyet politikalarını destekleyenlerin çoğunda çocukluk çağı travması var. Hem de erkekler tarafından yapılmış. Kadınlara yönelik; abiler, kardeşler, babalar tarafından yapılmış zulüm var. Ama onlar da tepki olarak muhafazakarlığı koruyorlar ama yeşil feminist oluyorlar. Bu acı gerçek ve yüzleşmemiz gerekiyor. Bu konuda farkındalığı en yüksek olması gereken kişiler bile gaflet içerisinde ve bununla ilgili çalışmalara önyargıyla yaklaşıyorlar. Er geç anlaşılacak ama bir kuşak gidiyor.
"Toplumda şu an ciddi bir çürüme var. Bunun arka planında ahlaki çöküş yatıyor. Bu durum aşağı-yukarı 100-200 yıldır var'"
Toplumda şu an ciddi bir çürüme var. Bunun arka planında ahlaki çöküş yatıyor. Bu durum aşağı-yukarı 100-200 yıldır var. Hatta 1580'de başladı. Bu çöküş Osmanlı'nın en güçlü olduğu dönemlerde yavaş yavaş başladı. Osmanlıların o dönemde sahte bir özgüveni oluştu. O özgüvenin etkisiyle birçok gerçekten uzaklaşmalar oldu. Fakat kendi bir sistemini kurduğu için korudu Osmanlı'yı. Ama özellikle son 200 sene yoksullaştı. Osmanlı ekonomik sistemi ayakta tutmak için otoriterleşmek zorunda kaldı. Otoriterleşmek zorunda kalınca adaletten uzaklaştı, yolsuzluklar, zulümler ve hukuksuzluklar arttı. Osmanlı'yı ayakta tutmak için, kötülükleri hızla cezalandırmak için hukuku rafı kaldırılmış. Böyle olunca da birikti ve patladı. 31 Mart olayı öyle oldu.