Teoman o kısacık saçlara şarkı sözü yazmıştı: Serseri Aşıklar

Fransız sineması deyince, akla gelen ilk klasiklerden biri, hiç şüphesiz À bout de Souffle, Türkçe adıyla Serseri Aşıklar'dır. Yönetmen Jean Luc Godard'ın ilk uzun metrajlı filmi olan bu eser, Fransız yeni dalga akımının da ilk ve en önemli yapımlarından biri olarak kabul ediliyor. Paris sokaklarında geçen bu senaryo, aynı zamanda 1952 yılında yayımlanmış bir gazete haberinden; yani gerçek bir hikayeden beyaz perdeye uyarlanıyor.

Serseri Aşıklar tamamen doğal ortamlarda çekilmiş bir film. Çekimler için ışık kullanılmamış, günışığından yararlanılmış. Filmin büyük bölümünde dış mekanlardan yararlanılsa da iç mekanlardan da bazı sahneler görüyoruz. Ayrıca Paris de Notre Dame'ı, Champ Elysees ve Eyfel Kulesi gibi hafızamıza kazınmış her türlü mekânsal imgesiyle göz kırpıyor bize.

À bout de Souffle'ın konusunu, Michel'in otomobil çaldıktan sonra peşine düşen polis memurunu vurarak öldürmesi ve saklanmak için daha önceden de tanıdığı Patricia'nın ufak dairesini seçmesi oluşturuyor.

Başrolleri Jean Seberg ve Jean-Paul Belmondo'nun paylaştığı film, aynı zamanda Avrupa sinemasının Amerikan sinemasına kıyasla tekrar üstünlüğü ele aldığı bir dönemi de başlatıyor. Filmi çekmek için Truffaut gibi isimlerden de destek alan Godard da, Fransız yeni dalgasının temsilcileri arasına adını yazdırıyor.

Yönetmen Godard, tam bir gangster filmleri hayranı. Hatta öyle ki, filmde, gangster filmleriyle ünlenmiş yönetmen Jean-Pierre Melville'i de, Amerika'dan gelen Yazar Parvuleco rolünde oynatır.

Birçok açıdan ilkleri barındıran, sinema tarihine bir kült olarak adını yazdıran À bout de Souffle için son söz, Jean Seberg'in kısacık saçlarına şarkı sözü yazan Teoman'dan gelsin:

"Hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra

Kısacık kestirip saçlarını içtin ilk sigaranı"