Yayın Tarihi:
02 Mart 2021 Salı 08:00:00
Değişen çağda ahlak
Kimi zaman farkında olarak kimi zaman da farkında olmadan hayatın gidişatı, bizleri bir taraftan diğer bir tarafa alıyor ve şekillendiriyor, bir diğer ifadeyle bizi kendisine mecbur bırakıyor!
Şu iki yılda hayatımızda meydana gelen Covid19 sürecinde, önce iki yıl önceki hayatımızın akışına bakalım, sonra da şu anda nasıl bir hayat akışına teslim olduğumuza bakalım, arada ne kadar fark olduğunu o zaman anlarız!
Mesele şu ki, tüm değişiklikler bir tekamül mü yoksa bir mecburiyet mi?
İster mecburiyetten olsun, ister kendiliğinden, gerçek şu ki, meydana gelen tekâmül, bizlerin hayatını da içine alıp, tekamüle, değişime sebep oluyor olmasıdır.
Acaba, bu tekamülü veya değişimi meydana getiren biz miyiz, yoksa bizim dışımızdaki tayin ediciler mi?
Son üç yüz yıldaki tecrübemiz gösteriyor ki, gerek içinde yaşadığımız dünyada gerek ülkemizde gerekse de kendi hayatımızda tekamül ve değişimler bizim dışımızda kuruldu, bizler de mecburiyetten, kurulan oyunun bir parçası olduk!
Mesela, son iki yılın en meşhur kelimeleri "internet, uygulama, getir, götür...'' artık hayatımızın vazgeçilmezlerinden oldu!
Bir ihtiyacımız olduğunda hemen bu ve bunun gibi uygulamalara girip siparişimizi veriyoruz, siparişimiz de bir müddet sonra kapımıza geliyor.
Peki, sorarım şimdi size, aslına bakarsak, bu ve bunun gibi uygulamaların bizim bakkal, manav, kasap çıraklarından farkı nedir?
Hatta, çocukluğumda, evimizde bir hastalık veya benzeri müşkülattan paraya ihtiyaç olsa, babamız annemize, "İhtiyaçları bakkaldan al" derdi!
Bakkallar hayatımızdan elini eteğini çekip gittiğinden beridir marketler, o da yetmedi AVM'ler girdi hayatımıza! Aslına bakarsanız, AVM'ler de yavaş yavaş hayatımızdan çekilip, yerini başka şeylere, ''Getir, götür'' gibi yeni çağın enstrümanlarına bırakmaya başladılar!
Son günlerde internet alışverişinden dolayı mağduriyet haberlerini, bolca duymaya başladık!
Kimisi verdiği siparişten farklı bir şeyin gelmesinden, kimisi de satın aldığı malın kalitesizliğinden şikayet ediyor!
Ortada bir başka fark daha var, o da açıp telefonu, kızacağınız bir bakkal, kasap, manav, manifaturacı, terzi olmayışı!
Çok çok da ya bir şikayet maili atarsınız ya da son günlerde artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan müşteri temsilcisine içinizi döker, rahatlayabilirseniz rahatlarsınız!
Konuya sadece gündelik ihtiyaçlarımızın tedariki açısından bakmayalım, artık tanışmalar, ilişkiler, sevgililikler ve dahi evlenmelerin bile dijital ortamda olmaya başladığını da unutmayalım!
Aklımıza hayalimize gelmeyen çok daha başka değişimlere de hazır olalım..! Peki, bu değişimler olurken, değişmemesi gereken bir şey var mı?
Elbette var..!
Ahlak!
Bu kişi ahlakı, bu meslek ahlakı, bu cemiyet ahlakı gibi ahlakın çeşitli kolları olarak hayatımızın orta yerindedir!
Demem o ki, değişen dünyada değişen bizlerin, değişen hayatlarında, acaba ahlak ne kadar var ve ne kadar da var olacak?
Emin olduğum şu ki, değişimi kuran ve tayin eden biz değilsek, değişen hayatımızda da kendi ahlaki kurallarımızla değil, değişimi kuranların ahlaki kurallarıyla yaşamak zorunda kalacağımızdır!
Kuralları başkaları tarafından konulmuş bir hayat da bir nevi müstemleke hayatıdır!