Yayın Tarihi:
03 Eylül 2020 Perşembe 07:46:00
Evettt..!
Merhum Muhsin Başkan her kürsüye çıkışta iki elini kürsüye koyar, “evettt” diyerek söze başlar, salona bir sessizlik hakim olurdu.
Bendeniz de söze evett... diyerek başlamak istedim!
Neden mi?
Malumunuz, yakın zamanda bendenizin ata toprağı Giresun ve kara sevdam Ordu’da bir sel felaketi yaşandı!
Sel felaketi yaşandığında, bendeniz de İstanbul’daydım ve bir Karadenizli olarak her zamanki gibi mutat, sıradan her bir Karadenizlinin alışkın olduğu bir sel olayı sanmıştım!
Ne zaman ki, ORGİ Havaalanına inip Giresun’a ordan Dereli ilçemize gittim, yaşanan sel felaketinin hiç de biz Karadenizlilerin alışkın olduğu bir felaket olmadığını, o zaman gördüm!
Şu kadarını diyeyim, bendenizin yarım asır, babamın neredeyse bir asra dayanan ömründe böyle bir felakete şahit olmadığımizı fark ettik
Yaşanan felakette uğranılan zararlar nasıl tespit edilecek bilemiyorum!
Giresun şehir merkezi ve hemen hemen tüm sahil şeridi ciddi bir tahribat yaşamış durumda!
Ata toprağım Giresun’dan kara sevdam Ordu’ya köyüm Karaağaç Köyü’ne -Ordu büyükşehir olduktan sonra adı Karaağaç Mahallesi oldu- geçtim ki, bir de ne göreyim, köyün yolu yol yok denecek şekle gelmiş, komşularımızın bir çocuğunun fındıkları ya Melet Irmağı ya da Karadeniz’e akmış!
Bir kısmının da bahçeleri, tarlaları uçmuş evlerini ahırlarını su basmış!
Öncelikle felaketin yaşandığı ilk saatlerden itibaren bölgeye intikal edip mağdur insanımızın yanında olan İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Tarım Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Adil Karaismailoğlu Beylerin nezdinde devletimize bir Karadenizli olarak, şahsım ve bölgem adına teşekkür ediyorum!
Evettt!
Benim yarım asrı aşkın, babamın da bir asra yakın ömründe şahit olmadığı bu sel felaketi neden yaşandı diye, şöyle bir araştırdım..!
Öncelikle arz etmek isterim ki, metre kareye düşen yağmur miktarı mevsim normallerinin çok da üstünde değil!
O halde sebep nedir?
Birincisi, özellikle Karadeniz’de dere yataklarına çok ama çok müdahale edilmiş olması...
Hemen, “Ne yani sende mi HES düşmanısın” demeyin, sebebi ister HES ister maden ocakları olsun, dere yatakları ile çok oynanmış olduğu için, çoğu kurumuş ya da güzergahı değişmiş normal bir yağmur yağdığında, o yatağı değişen dere böylece intikamını almış!
İkincisi, bir çok köy ve yaylaya yol açılmış her dere geçişi güzergahlarına borular döşenmiş ve o borular döşendikten sonra da bir Allah’ın kulu, bir daha o yöreye uğramamış!
Öncelikle döşenen büzlerin (yöre ağzında büyük boru) ebatları çok küçük olduğundan çok kolay dolmakta kimseler de ilgilenip temizlemediği için en ufak yağmurlarda tonlarca para açılarak açılan yollar ve bölge insanının evi, bahçesi, tarlası zarar görmekte!
Evettt..!
Demem o ki, köylerimizi madem mahalle yaptınız, o zaman park bahçeler müdürlüğünüz merkez mahalleler gibi, bu benim köyüm sizin ise mahallenizle bi zahmet ilgilensinler ve sık sık dere yatakları özellikle de yol kenarlarında tıkanmış kanalları ve döşenen büzleri temizlesinler!
Evettt..!
Gördüğünüz gibi felaket büyük!
Felaketin sebebi ise, ihmal... ihmal... ihmal..!