İstanbullular bugün İstanbul'u gezin!

Bugün öyle bir gün ki, hele hele İstanbul’da yaşıyorsanız, çoluğu çocuğu alıp, İstanbul’u adım adım dolaşma, her adımda da hamd etme günü!

Son kertede, şöyle yedi tepeli İstanbul’un bir tepesine oturup İstanbul’u seyretme günüdür bugün!

Dünyada ortasından deniz geçen tek şehri, İstanbul’u yedi tepeden seyretmek, bir gurur, bir haz, tarifi mümkün olmayan bir haldir!

İstanbul’u gezmeye, dünyanın en eski mabetlerinden biri Ayasofya’yı ziyaret ederek de başlayabilirsiniz...

Eyüp Sultan ilçesinden, bağrında Ebu Eyyûb el-Ensarî yi yatıran Eyüp Sultan Camii'nden de başlayabilirsiniz...

Zira, “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur” hadisi şerifini kulaklarıyla bizzat duyup, o övgüye mazhar olabilmek için doksanlı yaşlarda yola çıkıp can veren Ebu Eyyûb el-Ensarî yatmakta orada!

Oradan da İstanbul Büyükşehir Belediye binasının hemen yanında ufacık bir camii vardır, “On Sekiz Sekbanlar Camii” oraya geçebilirsiniz...

“Neden On Sekiz Sekbanlar “ derseniz, o ufacık caminin avlusunda İstanbul’un Fethi’nde ilk şehadet şerbeti içen on sekiz şehit yatmaktadır!

Sonrasında doğru Fatih’e!

Fatih’e gelmişken, Fatih Camii avlusuna girin ve orada Hazreti Muhammed Mustafa’nın (sav) övgüsüne mazhar olan, yıkılmaz denen surları yıkıp, kapkaranlık çağı yıkıntıların altına gömüp, yepyeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmed Han’ın huzuruna çıkıp, ruhuna Fatiha okumadan geçmeyin!

Oradan, Efendimiz Hazreti Muhammed ‘in (sav) mübarek tenine değen eşyaları İstanbul’a getiren, adıyla anılan mahallenin Debbağ Yunus Sokak No:132 Fatih İstanbul adresinde meftun Yavuz Sultan Selim Han’ı ziyaret edin!

Beyazıt’a da geçin, Türk Ocakları binasının hemen yanında Sultan II. Abdülhamid Han’ın kabrine uğramayı ihmal etmeyin!

Çünkü Şükrü Naili Paşa’yı, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı yetiştiren mektepleri merhum Sultan açmıştır!

Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı bildik de Şükrü Naili Paşa kim diyenleri, duyar gibiyim!

Şükrü Naili (Gökberk) Paşa bundan tam 97 yıl önce bugün 6 Ekim 1923’te, beş yıl süren İngiliz işgalini bitiren kumandandır!

Hazır Şükrü Naili Paşa demişken, Ayasofya Camii’nde şükür namazı kılıp, doğru Edirnekapı Şehitliği’ne gidin!

Şükrü Naili (Gökberk) Paşa’nın kabrinden sonra, İstanbul’un işgalinde bir Fransız askerinin ayağının altındaki sarı yaprağı, “Düşmanın vatanımın sarı yaprağını çiğnemesi zoruma gitti” diyerek alan, “Korkma” diyerek İstiklal Marşı’mızı yazan merhum Mehmed Akif Ersoy’un kabrine varın!

Ebu Eyyûb el-Ensarî, Fatih Sultan Mehmed Han ve torunu Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere tüm şehitlerimize okuduğunuz Fatiha’dan sonra, gururla İstiklal Marşı’mızı okuyun!

Milli Mücadeleyi başlatan Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı düşünerek okuyun, olmasaydı ne olurdu, düşünerek..!

Bağıra bağıra okuyun..!

Gururla okuyun..!

Gözleriniz mi doldu, bırakın aksın, akabildiğince...

Ve bütün bunlar bu şehrin sadece bir ilçesinin bize hissettirdikleri, Yahya Kemal’in ifadesiyle, “Sade bir semtini sevmek bile bir ömre bedel" !

İstanbul’u gezmeye, İstanbul’u anlamaya günler, aylar, yıllar, hatta asırlar yetmez!

Her fırsat bulduğunuzda İstanbul’u gezin, dinleyin, anlamaya çalışın!