Koşmaktan yoruluyor insan!

Yan yana koştuklarından biri olur da bir sebepten düşüp kaldığında, " Adam sen de sen koşmana bak" diyemiyorsan bir başka yoruluyor insan!

Hele bir de yaşadığının bir hikaye olduğuna, ölümün de adının ardından anılmaması gerçeğine inanmışsan...!

Şöhret mi anılmak mı...?

Şöhret ise iş çok kolay, alabildiğine ortalıkta dolaş, "bağır " dendiğinde bağırıp, nasıl resim vermişsin, hangi resim karesinde olmuşsun bakmadan, ortada ol yeter!

Ortada ol da nasıl olursan ol...

Sonunda ortalık malı olmak da var...

Eee alışırsın, ortalık malı olursun da artık ortalık malı olmakta da yarışırsın...

Belli bir süre anılırsın, sen bile duymazsın!

Hoş nasıl anıldığın da senin için bir pul bile etmez.

Neye talipsin ey talip?

Hayır ile anılmak, "Ne yaptın" sualine, "ama eğrisi ama doğrusu yapmam gerekenleri yapma gayretimi yaşam şekli yaptım" dersen, hayat çok daha başka yoruyor!

Değerler üzerinden geçinen olmak değil, değerler için kavga vermek, önemli benim için.

Dün, işte öyle bir gün oldu benim için.

Biz Anadolu çocuklarının da birinci olabileceğini gösterdiği için tuttuğum takım, 38 yıl sonra şampiyon oldu!

Geri maçta, kaç Anadolu çocuğu vardı, orasını sormayın!

Sanatın endüstrileşmesinin bedelini öderken, sporun endüstrileşmesi bu şampiyonluğu kekremsi yaptı!

Bir de üç çocuğunun hiçbir özel gün fotoğrafında olamayan ben, torunun ilk özel gününde olacaktım!

Size gayet sıradan gelebilir, "Dedesin, elbet olacaksın" demeyin, bunu ancak yaşayan bilir.

Onlar büyür, evlenme çağlarına gelir, düğünlerinde girmek istersin resme, resmin kenarında yer alırsın!

Lakin, ilkler o kadar uzaktır ki sana, nasıl yapılır da resmin ortasına doğru ilerlersin, bilemezsin!

Nihayetinde dedesin, işte o an yorgunluktan bitap düşersin!

Kendini hırsız gibi hissedersin, her nereye geldiysen onların zamanından çalıp koştuğundan, kime ne verdiysen onların haklarından çaldıklarından veren bir hırsız gibi...

İşte, o anda avuntu adına değerlerine sarılmak istersin, ama onu çoktan koymuşlardır tezgahlara, satan satanadır!

O da ne, ülkemizin makbul, muktedir tarikatlarından birinin bol magazinli, sosyal medyada da namlı hocası, bir sosyal medya mesajı paylaşmış; bir siyasi partiyi hedefe alarak, Suriye'de işlenen vahşet görüntülerini...!

Kimin ne yaptığını sormayın...

Müslüman müslümanı boğazlayıp, araba lastiklerinin de olduğu kuyuya atıyor!

Araba lastiklerinin o kuyuda ne işi var, onu ben de yeni öğrendim, tansiyonum yirmiyi aştı!

İşte, o asıl soru, neye talipsin ey talip?

Talip olduğun anılmak olursa, albümde boş yerler kalıyor!

Eksiler ve eksikliklerin toplanınca, aynada kendini hırsız hissetmek, bakiyen oluyor!