Yayın Tarihi:
03 Ekim 2023 Salı 10:32:00
Özbekistan Semerkant'tan yazıyorum
Bu yazıyı, Özbekistan Semerkant'tan yazıyorum .
Özbekistan Taşkent Film Festivali kapanış balo programının yapıldığı mekandan yazıyorum.
Türk Dünyası'ndan tüm kardaşlarımızın yanı sıra hemen hemen Asya'nın tüm çocukları, dahası Yunanistan'dan, Ermenistan'dan sinema insanları ile geçen 4 günün final gecesi...
Hemen hemen 40 yılını tiyatroya, sinemaya vermiş biri olarak, festivalde yaşadıklarım elbette çok özeldi, lakin ziyaret ettiğim diyarlarda tattığım duygular kelimelere sığmaz desem...
Festival süresince sosyal medya hesaplarımdan yaptığım paylaşımlarda da dediğim gibi, sanki hayallerim yırtıldı!
Hayallerin yırtılması nasıl mı olur?
Aslına bakarsanız, kendimi hayalperest bir insan olarak tanımlarım. Dahası hayallerimin sınırsızlığı da yakın çevremin konusu olagelmiştir. İşte, o sınırsız hallerimin ötesine geçtim.
Meğer, gün gelecek ben Özbekistan' da sinema festivaline katılacakmışım!
Ben ki, "Güneş Ne Zaman Doğacak " (1977) filmiyle hayal kurdum, Türkistan 'a ağladım; Sefa, Tufan kardeşlerimi şehit verip çocuk yaşta tabutlarını taşıdım. Pir-i Türkistan Hace Ahmet Yesevi'nin Alperenleri Ülküdaşlarımı şehit verdim.
Şimdi, "Güneş Ne Zaman Doğacak" filmiyle ağladığım Türkistan'da sinema festivalinde ilk bulduğum fırsatta dört buçuk saat süren Taşkent Türkistan yolculuğu sonrası, Pir-i Türkistan Hace Ahmet Yesevi' nin makamında buldum kendimi!
Alan ziyaretçilerle dolu, Türk Dünyası, gelinliği ile kundakta bebeği ile gelmişti, dedeleri Pir-i Türkistan Hace Ahmet Yesevi'in huzuruna!
Kazakistan devletimize, Türk Dünyası olarak ne kadar teşekkür etsek az, muhteşem bir restorasyon, muhteşem bir alan çalışması...
Bu duygunun bir benzerini, Medine'de Hazreti Peygamber'in huzurunda hissetmiştim. (Peygamberimize sevgisi ile bilinen Pir-i Türkistan Hace Ahmet Yesevi, Hz. Peygamberimizin vefat ettiği yaşa 63 yaşına geldiğinde, toprağın altına çilehanesine çekildiği söylenir.)
Daha sonrasında da İmam Maturidi'nin yanına vardık.
Aman Allahım, bu nasıl bir sadelik, bu nasıl bir manevi atmosfer...!
Bir Türk yurdu Özbekistan Devleti, dünyaya, tarihe saygı nasıl gösterilir, tarihi mekanlar nasıl hayatın içerisine kazandırılır konusunda, sanki dünyaya ders vermiş adeta!
Dedim ya dostlar, benim hayallerim yırtıldı!
Beni, bugünlük mazur görün, yaşadığım hali, ancak buraları gördüğünüzde anlayabilirsiniz.
Bakınız, bugün Türk Devletleri Teşkilatı'nın temelinin atıldığı Türk Konseyi'nin kuruluş yıldönümü (2009), kutlu olsun!
Sanmayın ki bu kadar, o kadar çok şey anlatacağım ki daha sizlere, şimdilik bana müsaade edin lütfen!
Benim hayallerim coştu ve hayallerimin sınırları yırtıldı!