İletişim Başkanı Altun hedefi açıkladı: Dünyada bir enformasyon merkez üssü olmak istiyoruz

Yayın Tarihi: 11 Ağustos 2022 Perşembe 10:24:00

Güncelleme Tarihi: 11 Ağustos 2022 Perşembe 10:24:00

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, kamu diplomasisinin imkan ve kabiliyetlerini kullanarak iletişim ve enformasyon alanında Türkiye'yi dünyada etkin güçlerden biri haline getirmek istediklerini belirterek, 'Bu noktada bölgede ve dünyada bir enformasyon merkez üssü olmak istiyoruz.' dedi.

Altun, bir otelde düzenlenen 13. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin uluslararası alanda tezlerinin daha iyi anlatılması ve Türkiye'ye karşı dezenformasyonla mücadele edilmesi konusunda Dışişleri Bakanlığı ile örnek bir iş birliği ve koordinasyon içerisinde olduklarını söyledi.

Uluslararası sistemde yaşanan dönüşümün beraberinde iletişim temelli bir mücadeleyi de ortaya çıkardığını vurgulayan Altun, şöyle konuştu:

"Bunu hepimiz bütün faaliyetlerimizde görüyoruz, yaşıyoruz. Artık enformasyon savaşları çok hızlı bir şekilde karşımıza çıkıyor ve konvansiyonel savaşların bir parçası haline gelmiş durumda. Enformasyon savaşları giderek dezenformasyon savaşlarına dönüşmekte ve dezenformasyon savaşları eşliğinde uluslararası alanda çatışmalar ve savaşlar sürmekte. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş aslında bize bir taraftan da ne denli yoğun bir dezenformasyon savaşının da uluslararası alanı tahakküm altına alabileceğini gösterdi. Dezenformasyon operasyonları günden güne daha örgütlü, daha kurumsal bir hale gelmeye başlamış ve uluslararası ilişkilerin ne yazık ki bir parçası halini almış durumda."

"TÜRKİYE BUGÜN İTİBARIYLA DÜZEN KURUCU ÜLKE KONUMUNDA"

Altun, bu süreçte sosyal medya temelli operasyonların ülkelerin iç politikalarına müdahale aracı haline geldiğine dikkati çekerek, "Türkiye bu süreçten en fazla etkilenen, bu anlamda sistematik dezenformasyon kampanyalarına en fazla maruz kalan ülke konumunda. İletişim temelli bir dönüşümün yaşandığı, iletişimin uluslararası alanı tahakküm altına almaya başladığı bu süreçte önemli başka bir unsur da ülkelerin marka değeri ve kamu diplomasisi faaliyetlerinin ekonomik ve siyasi ilişkiler açısından giderek daha merkezi bir hal alması olmuştur." diye konuştu.

Dünya kamuoyunun Kovid-19 salgını, iklim değişikliği, gıda krizi gibi bölgesel ve küresel krizlere yönelik ilgisinin enformasyon ihtiyacını artırdığını belirten Altun, şunları kaydetti:

"Bütün bu iletişimin, enformasyonun, dezenformasyonun uluslararası alanı etkilediği bir süreçte, Türkiye bir anlamda varlık mücadelesini verme, büyüme çabasını ortaya koyma, diğer taraftan da kendi tezlerini doğru bir şekilde ulusal ve uluslararası kamuoyuna anlatma mecburiyetinde. Zira Türkiye bugün itibarıyla bakıldığında gerçek anlamda bir düzen kurucu ülke konumunda. Giderek etkinliğini arttıran bölgesel ve küresel bir güç konumunda. Bu nedenle bu yeni dönemde küresel ve bölgesel krizlere çözüm üretmek üzere Türkiye diplomatik, siyasi, insani, askeri ve ekonomik anlamda olağanüstü bir çaba içerisinde.

Bütün bunlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizi etkin ve itibarlı bir istikrarlaştırıcı bölgesel güce dönüştürmüş durumda. Bu bölgesel güçten, küresel güce doğru evrilme mücadelesi de bugün bizim en önemli gayretimiz. Sizler (büyükelçiler) bu sürecin başat aktörlerisiniz. Sizler büyükelçilerimiz olarak Türkiye'nin bu büyüme mücadelesinde büyük ve güçlü Türkiye mücadelesinde, Türkiye'nin küresel bir güç olma sürecinde sahada adımlar atarak, sahada gerçek anlamda başarılar ortaya koyarak bu sürece destek oluyorsunuz."

Türkiye'nin uluslararası meselelerde bu sayede inisiyatif alan bir ülke konumuna geldiğine vurgu yapan Altun, "Bugün ülkemiz hem masada hem sahada diplomatik kazanımlar elde etmekte. Bu kazanımlar bölgesel çatışmalardan küresel sorunlara kadar uzanan bir yelpazede kendisini gösteriyor. Türkiye'nin hiç kuşkusuz, artan bu öneminin arka planında son 20 yıldaki büyük atılım var. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye'yi özgün bir modernleşme anlayışıyla yeni, bir gelişme ve büyüme güzergahına sokmasıyla birlikte esas itibarıyla Türkiye günden güne güçlendi ve Türkiye'nin bu artan önemi, onu bölgesel ve küresel bir aktöre dönüştürdü." ifadelerini kullandı.

- "TÜRKİYE'NİN ENFORMASYON KAYNAĞI OLMASINI İSTİYORUZ"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Türkiye'nin tezlerinin uluslararası kamuoyuna anlatılması noktasında kamu diplomasisi aracını kullanarak bir kurumsallaşma sürecine girdiğini vurgulayan Altun, şöyle devam etti:

"Her şeyden önce biz iletişimi teknik bir mesele olarak değil, milli bir mesele olarak görüyoruz. Siyasi bir mesele olarak tasavvur ediyoruz. 'Türkiye İletişim Modeli' ile Türkiye'nin çıkarlarını maksimize etmeye çalışıyoruz. Türkiye İletişim Modeli etkili ve yüksek profilli bir modeldir. Türkiye'nin tezlerinin ve beklentilerinin dünya kamuoyuna etkili bir şekilde anlatılmasını hedefliyoruz. Savunmacı değil, proaktif, ön alıcı ve kurucu bir modelden bahsediyoruz. Bu model içerisinde asla ve asla dezenformatif ve yanıltıcı olmamaya gayret sarf ediyoruz. Ne olursa olsun dezenformasyona karşı dezenformasyonla mücadele yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Hakikatin esas olduğunu ve hakikat temelli bir iletişim mücadelesinin gün sonunda kazanacağına inanıyoruz. Çünkü Cumhurbaşkanımızın siyasette verdiği hakikat mücadelesi bunun bütün zorluklara rağmen uzun vadede başarılabildiğini göstermiştir. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu dış politika vizyonuna uygun şekilde şeffaf siyaset ve hakiki iletişim yaklaşımını ele alıyoruz."

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Türkiye'nin bölgesinde yaşanan krizlerle ilgili uluslararası alanda oluşan enformasyon ve dezenformasyon operasyonlarına karşı etkin mücadele yürüttüğüne dikkati çekti.

Türkiye'nin enformasyon kaynağı olmasını istediklerine değinen Altun, kamu diplomasisinin imkan ve kabiliyetlerini kullanarak iletişim ve enformasyon alanında Türkiye'yi dünyada etkin güçlerden biri haline getirmek istediklerine işaret etti.

"Bu noktada, bölgede ve dünyada bir enformasyon merkez üssü olmak istiyoruz." diyen Altun, "Bu doğrultuda yürüttüğümüz birçok çalışma söz konusu oldu ve uluslararası medyayı doğrudan Türkiye'den, İstanbul'dan ve Ankara'dan bilgilendirmenin kritik meselelerde yararını gördük. Karabağ Savaşı bir örnek. İşte Ege'de yürüttüğümüz mücadele bir örnek." değerlendirmesini yaptı.

"KARŞIMIZDA BİR DEZENFORMASYON MEKANİZMASI VAR"

Türkiye'nin enformasyon ve iletişim altyapısının güçlendirilmesi için de yoğun gayret sarf ettiklerini ifade eden Altun, şunları kaydetti:

"Zira teknolojik altyapının güçlendirilmesi, yeni imkan ve kabiliyetlerin oluşturulması da son derece önemli diye düşünüyoruz. Türkiye hakkında doğru bilgiyi zamanında vermek ve muhatabını bu noktada bilgilendirmek hayati bir unsur. Buna gayret sarf ediyoruz. Elbette karşımızda büyük bir yalan makinesi var, bir dezenformasyon mekanizması var ve bunun arkasında da bir büyük siyaset var. Bu büyük siyaset her şeyden önce Türkiye'yi yeniden eski bağımlılık düzenine döndürmek istiyor. Bu eski bağımlılık düzenindeki Türkiye daha öngörülebilir bir pazarken, bugün Türkiye kendi hak ve hesabıyla hareket eden bir ülke konumunda. Cumhurbaşkanımızın liderliğini yaptığı bu vizyon esas itibarıyla bize de iletişim alanında çok güçlü ödevler veriyor.

Bu ödevlerin başında da Türkiye'yi Türkiye'den anlatmak ve muhataplarını bu noktada zamanında bilgilendirme yaklaşımı var. Biz tabii ki küresel çapta da dezenformasyon ve nefret diliyle yoğun bir şekilde mücadele ediyoruz. Sosyal medyadaki dış müdahalelerin engellenmesi bağlamında da şunu net olarak vurgulamamız lazım. Biz bu noktada öngördüğümüzden de yoğun bir faaliyet yürütmek zorunda kalıyoruz. Çünkü sosyal medya üzerinden yürütülen operasyonlarla birçok ülkenin iç siyaseti istikrarsızlaştırılmaya, demokrasisi hedef alınmaya çalışılıyor ve bu noktada bizim de benzer bir süreçle karşı karşıya olduğumuzu net olarak ifade etmek istiyorum."

Altun, Türkiye diplomasisi kazandıkça iletişim alanında da kazançlar elde edeceklerini dile getirerek, sözlerini, "Bu noktada Türkiye diplomasisinin kazanması için de elimizden gelen bütün gayreti sarf edeceğiz. Önümüzdeki dönemde küresel enerji krizi, gıda krizi, uluslararası çatışma ve insani krizlerin çözümünde Türkiye'nin lider ülke, belirleyici ülke olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Buna uygun şekilde de yeni bir kampanya formüle ettik, 'Türkiye Leads'. Türkiye Leads kampanyasıyla tüm kriz alanlarında Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'nin dünya barışı için, istikrarı için yaptığı çalışmaları dünyaya duyurmaya dönük bir çaba içerisinde olacağız." diye tamamladı.