Yayın Tarihi:
04 Ekim 2018 Perşembe 00:00:00
McKinsey’i tanıyalım...
McKinsey & Company, önde gelen işletmelere, kamu kuruluşlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve kar amacı gütmeyen kuruluşlara hizmet veren global bir yönetim danışmanı firmasıdır.
Müşterilerimizin performansında uzun süreli gelişmeler sağlamasına ve en önemli amaçlarının farkına varmasına yardımcı oluyoruz.
Neredeyse yüz yılı aşkın bir süre içinde, bu görev için benzersiz donanıma sahip bir firma yarattık.
McKinsey, 9000’den fazla danışman ve yaklaşık 2000 araştırma ve bilgi profesyonelinden oluşuyor. 60’tan fazla ülkede ofise, bu ofislerde 130 dilden çalışana sahibiz ve 100’den fazla ulusu temsil ediyoruz.
Türkiye’deki faaliyetlerimiz
McKinsey, 1995’te İstanbul Ofisi’ni açmadan önceki dönemde, 1980’lerin ortasında, Türkiye’nin Avrupa Birliği başvurusunu şekillendirmesine yardımcı olmuştur.
2000’lerin başında, İstanbul Ofisi’nin danışman kadrosu 30 kişiye ulaşmış ve Türkiye’nin otomotiv sektörünün standartlarını iyileştirmekten, Türkiye’nin en karlı bankası için bir genişleme programı yürütülmesine; Türkiye’nin en büyük televizyon üreticisinin yeniden yapılandırılmasından, grup şirketlerin insan kaynaklarının yönetimine ve kurumsal yönetişime uzanan bir proje çeşitliliği sağlanmıştır.
McKinsey, kendini böyle tanıtıyor !
Devletler, zaman zaman ekonomik kalkınma ve gelişme için danışmanlık hizmeti alır.
Türkiye’de yeni sistemde küresel pazarda daha aktif olmak, yabancı sermayeyi ülkesine çekmek, tasarruf artırıcı önlemler almak için McKinsey ile anlaştı.
Ancak bu anlaşma devletin daha isabetli kararlar verebilmesi açısından çok önemli.
McKinsey, devletin takdir ettiği kadar bilgiye sahip olabileceği gibi denetleme, karar verme, yön belirleme gibi bir görevi yoktur.
Adı üzerinde DANIŞMANLIK.
Ücret karşılığında araştırma yapar, analiz ve tavsiye raporlarını hazırlar, devlete sunar.
Devlet ise bu raporları inceler ülke menfaati neyi gerektiyorsa onu uygular ya da uygulamaz.
McKinsey’in piyasalar tarafından tartışılması gayet normal. Kimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kimi de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı hedef aldığı için gündemde tutuyor. Yani devlet ne yaparsa yapsın bazı kesimleri hiç bir zaman memnun edemeyecek ! Türkiye, bugün McKinsey değil IMF ile anlaşsaydı o zaman da yer yerinden oynayacaktı. “ Bak gördünüz mü ülke batıyor, tekrar IMF’nin kapısındayız, hani kriz yoktu, hemen erken seçim yapalım.... laflarıyla sosyal medya coşacaktı. Bana göre yapılması gereken McKinsey’in piyasalar ve millet ile tanışması gerekiyor. Piyasa yöneticileri ve STK’lar ile çeşitli toplantılar gerçekleştirmesi hem kendi hemde piyasa açısından önemli olacaktır. Kurumsal yapısı ve yönetim şeması kimlerden oluşuyor, Türkiye ekonomisinin bugünkü durumu, geleceği, anlaşmanın Türkiye ekonomisine sağlayabileceği katkılar, dünya pazarındaki kazanabileceğimiz avantajlar, riskler nelerdir ? Bunlar kamuoyu ile paylaşılırsa kafalardaki soru işaretleri ortadan kalkar. McKinsey ile anlaşma Türkiye ekonomisine neler katacak ya da katamayacak onu önünüzdeki aylarda veya yıllarda hep beraber göreceğiz.
Umut ederiz ki ülkemiz için ne hayırlısıysa o olsun.
Karar vericilerin Allah, yardımcısı olsun...