Yayın Tarihi:
15 Ağustos 2018 Çarşamba 00:00:00
Tam ekonomik bağımsızlık şart!
Önceki gün ki yazımda, Trump’ın başlattığı ticaret savaşında neyi amaçladığını ve bu kirli planı anlatmıştık. Bu mesele ülkelerin beka ve tam bağımsızlık meselesidir. Ekonomik olarak başka bir ülkenin parasına bağımlıysanız tam bağımsız sayılmazsınız. Dışa bağımlı ülkelerin en riskli tarafı menfaat çatışmalarında yaptırım, ambargo ve darbelerle karşı karşıya kalma riskidir. Bağımlı olduğunuz ülkeler sizi her zaman kontrol altında tutmaya devam eder. Dünya ülkeleri, ekonomik anlamda tam bağımsızlık istiyor. Dolar’a bağlı, ABD’ye bağlı bir sistemi yıkmak istiyor. Kripto paraların çıkması, 2017 yılında yatırımcısına en çok kazandıran yatırım aracı olması, dünyada milyonlarca insanların rağbet göstermesinin sebebi budur.
Kripto paralar, doları ortadan kaldırmak için kurulmuş bir sistemdir ve geleceğin en önemli buluşlarından biri olacaktır. Kripto paralar, ülkelerin benimsediği, kabul gördüğü, kullanacakları bir ödeme aracı olacaktır. Çok yakın gelecekte dünyada kağıt para denen bir şey kalmayacaktır. Bugün dünyada kart ile yapılan alış-verişleri, on-line işlemleri ya da sanal pos işlemlerini referans olarak görebilirsiniz. Dünya merkez bankaları artık eskisi kadar para basmayacak, basamayacak ! Çünkü bunun kararını teknoloji veriyor, bilim veriyor, yeni nesiller veriyor. Ondan sebep “ YAZILIM “ çok önemli olacaktır. Teknolojide yazılım dışarıya ait olduğundan ülkeler ağır bedeller ödemek zorunda kaldı. Mesela; Türkiye’de kendi ürettiğimiz İHA-SİHA’ların avantaj ve sonuçlarını bugün nasıl alıyorsak yarın ekonomi de de alacağız.
Gelelim Türkiye’ye...
1960-1970-1980 darbe girişimleri öncesinde uygulanan taktikler hep aynı. Ekonomik Ambargo uygulayarak devletin ve milletin fakirleşmesini sağlamak, Devalüasyon yaptırmak, halk ayaklanmasını başlatmak ve DARBE. Bugün aynı senaryonun uygulandığını gözlemliyoruz. Diğer liderlere kıyasla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi otoritesinin 17 yıldır devam etmesi başta İsrail ve ABD’yi rahatsız ediyor. Tüm oyunları bozan, Türkiye’yi IMF’den kurtaran, Türkiye’yi bölgesinin en güçlü ekonomisi haline getiren, ABD ve Avrupa’ya karşı dik duran Erdoğan, İsrail ve ABD’nin hedefinde olmaya devam ediyor. Eğer Türkiye’de siyasi istikrar devam ediyor olmasaydı bugün Ortadoğu’da Türk Bayrakları dalgalanıyor olmazdı. Özellikle “ Zeytin Dalı Operasyonu “ dış ilişkilerde kırılma noktası oldu. Suriye’de Türk bayraklarının dalgalanması, ABD ile Türkiye’yi bir kez daha karşı karşıya getirdi. Türkiye’nin 40 yıllık terör belasından kurtulması, hem savunma sanayii harcamalarında hem de turizm sektöründe milyar dolarlık kazanımlara neden oldu. Türkiye, teröre harcayacağı parayı artık üretim ve yatırıma dönüştürme fırsatını yakaladı. 40 yıldır terör örgütlerini ve teröristleri besleyen ülkeler, bugün maşa gibi kullandığı terör örgütlerini tek tek satmaya başladı.
Çünkü karşılarında kafası kuma gömülmüş, üretmeyen ve dünyadaki gelişmeleri takip etmeyen eski Türkiye yok YENİ TÜRKİYE var. Sınırlarında terör örgütlerini püskürtmüş, içeride terör sorununu kökünden kazımış, Avrupa’nın en çok büyüyen ekonomisine, her mezhepten kültürel zenginliğe, üç tarafı denizlerle çevrili, jeopolitik öneme sahip Türkiye. Türkiye’ye karşı yapılan hamleler, her zaman Türk Milleti sayesinde sonuçsuz kalmıştır. Başbakan olduğu günden itibaren “ Biz bu yola kefenimizle çıktık “ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canı gerçekten tehlikede olabilir. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikat denemeleri olabilir ! Dolar’ı red eden, Ortadoğu’daki katledilen, hapse atılan, devrilen liderleri unutmayın. Ortadoğu ve Avrupa’nın en güçlü lideri Erdoğan kaldı. Millet ve Devlet olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok iyi korumalı ve sahip çıkmalıyız. Bu süreçte millet ve devlet olarak ekonomik bedeller ödeyeceğimizi, sıkıntılar çekebileceğimizi asla unutmamalıyız. Ama sonuçta TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI KAZANACAĞIMIZI, SONUÇTA TÜRKİYE’NİN KAZANACAĞINA İNANMALIYIZ.
Piyasalarda neler olabilir ?
Geçen hafta yurt içi piyasalarda agtesif yükselişler gördük. TL, diğer para birimleri karşısında yüzde 20 değer kaybetti.
Faizler yükseldi, borsa geriledi.
Serbest kur politikası devam ettiğinden dalgalı piyasalara hazırlıklı olmak gerek. Döviz kurlarında ne zirveleri neden dip seviyeleri gördüğümüzü söyleyemeyiz. Piyasa, kur tahminlerinin ve öngörülerin bittiği, milli bir mücadelenin başladığını söyleyebiliriz. Bu süreçte TL’nin değer kaybetmesi, Türkiye ekonomisinin zora girmesini siyasi kısır tartışmalara bağlayanlar olacaktır. Geçen hafta herkes rengini belli etti. Yani Erdoğan karşıtları yine sahneye çıkarak ruhsuz acizliğini gösterdiler. Diğer yandan toplumun çoğunluğu milli bir mücadele olduğunu fark ederek kilitlendi. Toplumun bu sıkışıklığa hazırlanması çok önemlidir. Ondan sebep terör örgütlerini destekleyen siyasi parti hariç tüm parti vekillerin ya da yerel politikacıların acilen sahaya inmesi milletle buluşması gerek.
İletişim ve psikolojik destek çok önemli.
Piyasalar gücü iç piyasalardan alacaktır.
Döviz talebi olmaması, TL’ye geçilmesi, morallerin yüksek olması zararı azaltacaktır.
Döviz kurlarında yaşanabilecek sert dalgalanmalar, bizi davamızdan vazgeçirmemeli.